Didim’de depremde çok korktuk belki sıva çatlağı yaşadık ama ruhumuz izmir’de göçük altında kaldı. Kedi sesi çıkarayım köpekler beni bulsun dediğinde, ekran karşısında bile sustuk.
Yaşam tüccarı müteahitlere inat, arama kurtarma ekiplerinin, yanındaki bina sapasağlam iken yerle bir olmuş enkazda tırnakları ile kaza kaza, sesimi duyan var mı sorusuna cevap arayan ekiplerden alkışlar içinde mucizeler gelmesini bekledik sabaha kadar.
Her zamansız ölümde kahrolduk. Evladının oyubincak bebeğine sarılmış annenin, acını yasını hissettik yüreğimizde. Dua ettik onunla. Yüreğimiz ağzımızda sabahladık üstelik. Artçılar da hiç durmadı.
Didim üzüldü. Didim korktu. Didim de hazırlıksızdı. Didim çözüm aradı. Nasıl yardım ederiz. Nasıl destek oluruz. Sorularına cevap aradı. Hastaneler yeterince doluydu. Korona illeti bir yandan, deprem diğer taraftan. İnsanlık bir sınavda olmalı dedik. Birlikte başaracağız.
Yoo yoo herkes değil. Hatta sözüm ona devrimci, hümanist, geçinen işletmeciler bile vardı hollowen parti ( cadılar bayramı) kutlaması yapan, cadılar gibi eğlenmek isteyen.
Para kazanma hırsınız batsın. Anlıyorum asla herkes aynı acıyı duymak zorunda değil! ama ölüme, depreme yardım çığlıklarına saygı duymak zorunda.
Didim Belediyesi de meydanda çorba dağıttı. Neymiş deprem korkusu ile sokakta kalan Didimliler içinmiş. İşiniz gücünüz şov.Git sen de hollowen partide eğlen. Onlar bize ne, ben ticaretime bakarım deyip dümdüz eğlendiler en azından. Samimiyetsiz değiller. Yer kabuğu çatlamasaydı hiç görmeyecektik bazılarının samimiyetsizliğini.

İzmir depremi Didim’i de göçük altında bıraktı.
Sabahattin Ali’nin dediği gibi: “Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim.” Başkalarının acısını da duyabilenlerle, bizim için acılar bile daha çekilir. Cadılar bayramı da sizin olsun. Cadı da sizsiniz.
Şimdi anladın mı kendi tazminat derdini, unutup izmir’e giden somalı madenciyi? Anladın mı? Nasıl güzel o yürek.
Enkazda altın ve para dolu çanta bulan itfaiyecinin çantayı polise teslim ederken söylediği “Tüğü bitmemiş yetimin hakkıdır, inşallah sahibini de bulacağız çıkartacağız” cümlenin iyiliğini!
Paraya tapan,sadece paradan sebep sarsılan kapitalist düzenin çark döndürücüleri, ben de bir bir not aldım bu işletmeleri.
Deprem acısını, ölümleri yok sayanları, komşunun acısını görmeyenleri, yardım çığlıkları yerine özenti cadı çığlıkları atanları, bana ne ya ben ticaretime bakarım mantığından çıkmayarak özenti eğlencesine devam edenleri. Artık biz de onları nerede nasıl sayacağımızı daha da iyi biliyoruz.
Ayrıca kostüme de makyaja da gerek yok sizden ala cadı da yokmuş. Umut Kaşan / #Didim